27 Nisan 2007 Cuma

Sedenka

SEDENKA
Sedenka Pomak kültürünün bir parçasıdır ve günümüzde artık uygulanırlığı azalmış bir gelenek .Genelde köylerde uygulana gelmiştir.
Sedenka Slav kökenli bir sözcüktür. "Sedeti" oturmak fiil kökünden türemiştir, oturmak, toplanmak anlamında kullanılır: Köy kadınlarının kendine özgü eğlencelerindendir.
Sedenka ufak değişikler göstermekle beraber üç çeşit yapılmaktadır:
1. Komşuların toplandığı bir gecedir. Bulgur çekilir, pazı açılır,sohbet edilir. Kızlar darbuka , tef çalıp türkü söylerler. Özellikle kabak ve mısır yenilir.
2. Söz kesimi için toplanıldığında kızın ailesinden söz alınırsa damat adayına kızdan alınan mendil götürülür. Kızlar gece toplanıp eğlenir.
3. Harman zamanı yapılan sedenka. Ayçiçeği dövülüp, mısır soyulurken yapılır. Bir çeşit yardımlaşmadır. Türküler söylenir eğlenceler düzenlenir.
Bölgeler arasındada isim değişmektedir ,mesela,sedenkaya mâle (mahalle) adıda verilir. Mâle'yi yapacak kişi gündüzden bütün komşularını çağırır.Komşularına ikram edeceği yiyecekleri gündüzden hazırlamaya başlar.Gece olunca çağrılan komşular yavaş yavaş gelmeye başlar. Herkes toplandıktan sonra hal hatır sorulur. Bir müddet sonra kızlar diğer odaya geçerek oyun çıkarmak için hazırlıklara başlarlar.
Sedenka nişan kutlaması için yapıldığında oğlan tarafı nişan boğçalarıyla kız evine gider. Boğçalar kız evine bırakılır.Kız evi de hazırladığı boğçayı oğlan evine gönderir. Gece oğlan tarafı kız evine gider, cümbüşe başlanır. Kızlar türkü söyleyip oynarlar. Yaş gruplarına göre sohbet edilip, oynayan gruplar oyun çıkarılacağı, türkü söyleyip halk oyunu oynanacağı zaman bir araya toplanırlar.
Kış geceleri yapılan sedenka’larda amaç eğlencedir. Kızlar, kadınlar önceden kararlaştırılan bir evde toplanırlar. Kızlar sedenka’ya giderken daire,tef ve çömlek darbukalarını alırlar. Ev sahibi mısır patlatır. Suda mısır pişirilir. Kabak, değişmez tatlıdır. Kızlar camların perdelerini açarlar. Oğlanlar dışarıdan cama bakarlar. Kızlar maniler, türküler;söylerler. Kış geceleri yapılan sedenka’lara erkeklar katılmaz.
Harman zamanı yardımlaşma imece amacı güden sedenka’lara kadın ve erkekler yanyana gelirler. Sedenkalar köyün kızlarının ve oğlanlarının birbirlerini tanıdıkları yer olur.Konu komşu, sedenkaya gider, bir ev içi toplanılır ve gidilir (yün-eğirmek)örülür, dikilir,sohbet edilir. Yavuklu cama gelir,zenginse şeker getirir, fakirse çeker gider, patlak mısır patlatılır. Kabak pişirilir ve yenir. Orada toplananlar kendi kendine cümbüş yapar. Oyunlar oynar.Mani, türkü söylenir. Kızlar oyun çıkarırlar, oyunlar oynanır, bilmeceler sorulur.
Yöreden yöreye değişen sedenkalar da vardır benzerlikler taşısada ufak farklılıklar göstermektedir;
Bunlardan birincisi,gündöndü (ayçiçek) ufalamak, mısır soymak için bir evde gece toplanılır,ev sahibine yardım edilir. Ev sahibi süt mısırı pişirir, birlikte yenir. İşbitmişse ertesi akşam kime gidileceği kararlaştırılır.
İkincisi kış geceleri hasır dokumak için sedenkalar yapılır. Bir kısmı kızlar hasırdokur, diğerleri kendi işleriyle gelirler.
Üçüncüsü eğlenmek amacıyla yapılan sedenkalardır. Herkes işini alır, belli bir evde toplanılır. Hem işyaparlar, hem de maniler söylerler, şenlenirler. Birbirlerine deyiş (mani)atarlar."
Sedenkanın yapılma amacında hemen hemen bütün kaynak kişiler birleşiyorlar. Bunları; yardımlaşma, boş zamanları değerlendirme,komşuluk ilişkilerini güçlendirme, içine kapalılıktan kendini kurtarıp sosyalleşme vb. olarak sıralayabiliriz.

Sedenkalarda kadınlar çeşitli kılıklara girerek oyun çıkarırlar. Bazen değişik giysilerle seyircileri şaşırtırlar.
Sedenkalarda oynanan oyunlardan biri "cüce oyunu”dur.
Genellikle küçük bir kız çocuğunun başına büyük bir tepsi ters olarak konur. Kadınların giydikleri çarşaf, pürgü adı verilen dış giysinin eteği bu tepsinin üstüne örtülür. Çarşafın etekleri toplanır, çocuğun beli üzerine bağlanır. Kollar bu çarşafın içinde kalır. Bir erkek ceketi yakası çocuğun beline gelecek şekilde giydirilir. Bir oklava ceketin kollarından geçirilir.Bu şekilde kollar yana açılmış dik dururlar. Kızlar ve kadınlar türküler söylerler cüce ortada oynar.
Başka bir sedenka gecesinde ise kızlar oyun çıkaracakları zaman yandaki odaya geçip hazırlamaya başlarlar. Bu arada da kadınlar söyleşirler, dertleşirler. Kızlar içeriye girince bütün sesler kesilir ve kızlar izlenmeye başlanır. Kızların oynadığı oyunlardan biri "manda oyunu”dur . Oyun şöyledir: Bir kız manda olur. Kıza bir siyah’’ ferace’’(Baştan aşşahıya bütün vücudu kapatan kara çarşaf) giydirilir. Kulak izlenimi vermek için başına iki terlik bağlanır. Boynuna ip bağlanarak ipi çeke çeke manda, kadınların bulunduğu odaya getirilir.Kadınlardan biri mandayı sağmaya kalkar. Manda kendini sağdırmaz.Manda döner, kadın döner. Bir kadın daha gelir o da mandayı sağamaz.Üçüncü kadın gelir mandayı sağar. Bundan sonra manda satılığa çıkarılır. Enyüksek parayı veren mandayı alır ve mandayı dışarı çıkarır. Kızlar daha sonra çeşitli köy için seyirlik oyunları çıkarırlar.
Yardımlaşma için yapılan sedenkalarda da hemen hemen aynıdır. Yardımlaşma için yapılan sedenkalarda öncelikle işlerin bitirilmesine önem verilir. Eğlence genellikle işler bittikten sonra yapılır. Şu karşılıklı konuşmalarla kızların işleri çabuk bitirmesi sağlanır.
- "Kız Hatçe pazıları açtınız mı?”
- "Bitiyor Emne Tete" (Emine Teyze)
- "Haydin bakalım, kızlar çabuk olun yoksa eğlenmeye sıra
kalmayacak".
Bir süre sonra işler tamamlanır, ev sahibi ikramlarını verir.
- " Haydin bakalım kızlar çalın , söyleyin oynayın."
Darbuka, tef veya daire çalmaya başlar, türküler söylenir. Yaşlılar
kızları oyuna çağırır.
- "Haydi kızlar, nazlanmayın oyuna kalkın ortalık neşelensin."
Kızlar kalkar oynar. Sıra mani atışmasına gelmiştir. Kızlar camdan
veya açık havada yapılan sedenkalarda sevdiklerine mani söylerler. Kız
erkek mani atışması da olur.
Sedankalarda yapılan bir mani atışması
şöyledir. Mani atışında kuralı yoktur. Karşılıklı çeşitli maniler söylenir.
Oğlan: Karşıda gördüm seni
Düğmeme durdum seni
Beni sana vermezler
Canına kıyma güzel
Kız: Karşıda durma güzel
Bıyını (bıyığını) burma güzel
Beni sana vermezler
Canına kıyma güzel
Oğlan: Karşında oturanlar
Derdini arttıranlar
Bana teselli versin
Sevdadan kurtaranlar
Kız: Denizin dibi kaya
Cemalin benzer aya
Yüremde (yüreğimde) yağ kalmadı
Günleri saya saya
Oğlan: Denizin üstü kürek
Şimdi ah etti yürek
Yâr üstüne yâr sever
Dayanmaz buna yürek
Kız : Denizin üstü şamdan
Kaç ulan bakma camdan
Al martini vur beni
Kurtulayım bu candan
Oğlan: Denizin üstü enser(çivi)
Üstü maviye benzer
Deryaları dolaşsam
Yoktur yârime benzer
Kız : At gelir kalka kalka
Boynunda gümüş halka
Ben o yâre gönül verdim
Anamdan korka korka
Oğlan: Atımın başlığı yok
Göynümün hoşluğu yok
Geçme benim karşımdan
Kesemde harçlığım yok
Kız : At gelir takur tukur
Çeşmeye koydum bakır
Yârimi sorarsanız
Kaş kara gözler çakır
Oğlan: Attan ayna düşürdüm
İndim lâfı pişirdim
Mana bulma kardaşım
Sana gönül düşürdüm
Kız : İplik işlerim tel gibi
Yârim geçer yel gibi
Bileydim benim olduğunu
Tutar mıydım el gibi

Sedenkada bilmeceler sorulur. En çok bilene ev sahibi armağan
verir. Sorulan bilmecelerden bazıları şunlardır:

Bir soğan dolma
Yavukluna yolla (Çekirdek)
Soktum şişti
Çektim küstü (Kahve)
Sen sen ağacın yaprağı
Sönmez Kabe topracığı
Şen sen onu bilince
Ölünce sendelersin (Kuran)
Fink aşağı fink yukarı
Fingo fingo Mustağa Ağa (Mekik)
Ay ayazı, kaytık aşı
Dul karının güzel kızı (Ateş)
Terazi kadar diğirmiliği
Yüzbin tane deliği (Gizleme)
Kara katır yan yatır
Kalkar ısırır gene yatır (Maşa)
Daldan dala
Kırmızı pala (Sincap)
Ay aradı, gün buldu (Kırağı)
Dağda tak tak (Balta)
Aydırmaca kaydırmaca
Kaydır gitsin binbir uca (Göz)
Suda şıp şıp
Arşın ayak (Balık) (Leylek)
Burma bıyık (Tavşan)
Takır takır takraba
İçindedir akraba
Ya erkektir, ya dişi
Bunu bilir her kişi (Beşik-Bebek)
Mavi atlas
Suya batmaz
Arşın yetmez
Makas kesmez
Terzi biçmez (Gökyüzü)

Sevdikleri gurbette, askerde olan kızlar, gurbet
ve özlem duygularını dile getirmek için ağıtlar söylerler, bunlardan biri
şöyledir:
AĞIT
Gurbet elde düştüm firak Gurbet elde benim sözler
Vatanımdan düştüm ırak Anam babam beni özler
Bu gurbetlik oldu merak Kardaşlarım beni özler
Yanarım gurbette ah !ah! Yanarım gurbette ah! ah!
Gurbet elde benim gibi Gurbet eli elli türlü
Yanar yürek yalın gibi Yanar yürek binbir türlü
Şu gurbetlik ölüm gibi Şu gurbetlik beni üzdü
Yanarım gurbette ah ! ah! Yanarım gurbette ah! ah!

Türkü eşliğinde halk oyunlarıda oynanır. Bunlardan
biri ÇOBAN'dır. Sözleri ve oynanışı şöyledir. Çoban oyunu iki kişi kolları
yanda tek ayak üzerine oynar. Bir kişi tarafından söylenir. İstenirse
seyirciler türküye katılır.
ÇOBAN
Zilli çoban zilli, koyunları zilli
Kalk çoban kaçalım, bekçiler geldi
Otur çoban otur gölgeye otur
Ovalara gidersen al beni götür
Çobanın anası male gezer
Köpekler evde çizleme ezer.
Otur çoban otur gölgeye otur
Ovalara gidersen al beni götür
Çobanın karısı ekmek yapmaz
Çoban gibi keraneci göbek atamaz
Otur çoban otur gölgeye otur
Ovalara gidersen al beni götür
Çobanın ektiği fidan olur mu?
Çoban gibi bitliye giden olur mu ?
Otur çoban otur gölgeye otur
Ovalara gidersen al beni götür.
Çobanın gavalı ceviz kökünden
Yanına da varılmaz köpek sesinden
16
Otur çoban otur gölgeye otur
Ovalara gidersen al beni götür
Çobanın kulübesi saptan samandan
Yanına da varılmaz tozdan dumanda
Otur çoban otur gölgeye otur
Ovalara gidersen al beni götür

Sedenka gecesinde türküler söylenir. Bunlara oturak türküleri adı
verilir. Uzun türkülerdir. Gece topluca halk oyunları oynanması ile sona
erer.

Hiç yorum yok: